Travma Sonrası Stres Bozukluğu
Travma Sonrası Stres Bozukluğu (TSSB), bireyin yaşamını tehdit eden ya da ciddi bir yaralanmaya, cinsel şiddete veya benzeri travmatik bir olaya maruz kalması, buna tanıklık etmesi ya da bir yakınının maruz kaldığını öğrenmesi sonucunda gelişen, kronik ve işlevselliği bozabilen bir ruhsal bozukluktur. Travma Sonrası Stres Bozukluğu, yalnızca askeri personel ya da afet mağdurlarında değil; çocukluk travması, aile içi şiddet, cinsel istismar gibi çeşitli deneyimlere maruz kalan birçok bireyde görülebilir. Amerikan Psikiyatri Birliği tarafından DSM-5’te anksiyete bozuklukları grubundan ayrılarak “Travma ve Stresörle İlişkili Bozukluklar” başlığı altında sınıflandırılmıştır.

Travma Sonrası Stres Bozukluğu DSM-5 Tanı Kriterleri
DSM-5’e göre TSSB tanısı koyabilmek için, bireyin aşağıdaki dört belirti kümesinden çeşitli kriterleri karşılaması gerekir:
1. Travmaya Maruz Kalma
Bireyin doğrudan travmatik bir olaya maruz kalması, tanık olması, yakın birinin yaşadığı travmatik olayı öğrenmesi ya da olayın ayrıntılarına tekrar tekrar maruz kalması (örneğin polislerin çocuk istismarı vakalarını incelemesi).
2. Yeniden Yaşama (Intrüzyon)
- Olayın istemsiz ve sıkıntı verici anılarla zihne tekrar tekrar gelmesi
- Travmaya dair kabuslar
- Travmayı anımsatan uyaranlarla karşılaşınca yoğun psikolojik sıkıntı ya da fizyolojik tepkiler
- Dissosiyatif flashbackler (olayın yeniden yaşanması hissii
3. Kaçınma
- Travmatik olayla ilgili düşünce, duygu ya da hatıralardan kaçınma
- Olayı hatırlatan kişilerden, yerlerden, etkinliklerden kaçınma
4. Bilişsel ve Duygudurumda Olumsuz Değişiklikler
- Travmanın önemli yönlerini hatırlayamama
- Kalıcı olumsuz inançlar (örneğin: "Ben kötüyüm", "Kimseye güvenilmez")
- Sürekli olumsuz duygular (korku, öfke, suçluluk, utanç)
- İlgi kaybı, yabancılaşma, pozitif duygular hissedememe
5. Uyarılma ve Tepkisellikte Artış
- Sinirlilik, öfke patlamaları
- Kendine zarar verme eğilimleri
- Aşırı tetikte olma hali (hipervijilans)
- Uyku ve dikkat sorunları
Belirtilerin en az bir ay süredir devam etmesi ve bireyin iş, sosyal ya da kişisel işlevselliğinde belirgin bozulmaya yol açması tanı için gereklidir. Belirtiler madde kullanımına veya başka bir tıbbi duruma bağlı olmamalıdır.
Travma Sonrası Stres Bozukluğu Belirtileri (Semptomlar) Nelerdir?
Travma Sonrası Stres Bozukluğu semptomları, bireyden bireye değişkenlik gösterebilir. Travmanın türü, süresi, bireyin psikolojik dayanıklılığı ve destek sistemleri belirtilerin yoğunluğunu etkileyebilir.
- Yeniden Yaşantılama: Flashbackler, kabuslar, istemsiz hatırlamalar sık rastlanan belirtilerdir.
- Kaçınma: Olayla ilgili her şeyden uzak durma eğilimi; bu durum zamanla izolasyona neden olabilir.
- Duygusal Küntlük: Duygulara erişimde zorluk, pozitif duygulara karşı hissizlik gelişebilir.
- Hiperaktivasyon: Sinirlilik, uyku sorunları, kolay irkilme gibi belirtiler, bireyin sürekli tehdit altında hissetmesine neden olur.
- Dissosiyasyon: Bazı bireylerde kendine yabancılaşma (depersonalizasyon) ya da çevresine yabancılaşma (derealizasyon) görülür.
Bu semptomlar genellikle depresyon, anksiyete bozuklukları, madde kullanımı ve somatizasyon ile birlikte görülebilir.
Travma Sonrası Stres Bozukluğu Nedenleri (Etiyolojisi) Nelerdir?
TSSB’nin gelişiminde yalnızca travmatik olayın kendisi değil, bireyin biyolojik ve psikososyal altyapısı da belirleyici rol oynar.
1. Biyolojik Etkenler:
- Hipotalamo-hipofiz-adrenal (HHA) aksında düzensizlik, stres hormonlarında (kortizol) artış ya da paradoksal azalma ile ilişkilendirilmiştir.
- Fonksiyonel görüntüleme çalışmalarında, amigdala aktivitesinde artış; prefrontal korteks ve hipokampüste işlev azalması saptanmıştır. Bu bölgeler duygu düzenleme ve travmatik hafızanın işlenmesinde kritik rol oynar.
- Serotonin, dopamin ve norepinefrin gibi nörotransmitterlerdeki dengesizlik de belirtileri şiddetlendirebilir.
2. Genetik ve Epigenetik Faktörler:
TSSB gelişme riski, aile öyküsü olan bireylerde artar. FKBP5 gibi genlerdeki epigenetik değişiklikler stres yanıtını etkileyebilir.
3. Psikososyal Etkenler:
- Travmanın şiddeti, süresi, tekrar etmesi
- Travma sonrası sosyal destek eksikliği
- Önceden var olan psikiyatrik hastalıklar
- Çocukluk çağı ihmal veya istismar öyküsü
Travma Sonrası Stres Bozukluğu için Risk Faktörleri
TSSB geliştirme olasılığı aşağıdaki risk faktörlerine bağlı olarak artabilir:
- Kadın cinsiyet
- Erken yaşta yaşanan travmalar
- Askeri görevde çatışma görmüş olmak
- Cinsel şiddete maruz kalmak
- Uzun süreli aile içi şiddet
- Yetersiz sosyal destek ağı
- Eşzamanlı madde kullanımı
Bu risk faktörlerinin varlığı, tanı ve tedavi sürecinde dikkatle değerlendirilmelidir.
Travma Sonrası Stres Bozukluğu Tanısı Nasıl Konulur?
TSSB tanısı, semptomların süresi, yoğunluğu ve işlevselliğe olan etkisine dayanır. Tanı süreci aşağıdaki adımları içerebilir:
- DSM-5 ölçütlerine göre yapılandırılmış klinik görüşme
- Travmatik olayın varlığına ve etkisine dair ayrıntılı öykü alınması
- Kapsamlı psikiyatrik değerlendirme
- Gerektiğinde Beck Anksiyete Ölçeği, PCL-5 (Posttraumatic Stress Disorder Checklist) gibi tarama araçlarının kullanımı
- Ayrıcı tanı açısından depresyon, anksiyete bozuklukları, madde kullanımı, psikotik bozukluklar ve dissosiyatif bozuklukların dışlanması
Travma sonrası erken dönemde belirtiler normal bir stres tepkisi olabilir; bu nedenle tanı koymada belirtilerin süresi ve kalıcılığı önemlidir.
Travma Sonrası Stres Bozukluğu Tedavisi Nasıl Yapılır?
Travma Sonrası Stres Bozukluğu, etkin tedavi yaklaşımları ile semptomları önemli ölçüde azaltılabilen bir bozukluktur. Tedavi, bireyin travmayla başa çıkma becerisini güçlendirmeyi ve işlevselliğini artırmayı amaçlar. Multidisipliner ve bireye özel bir plan gerektirir.
1. Psikoterapi
Travmaya odaklı psikoterapiler, Travma Sonrası Stres Bozukluğu tedavisinin temelini oluşturur.
- Bilişsel Davranışçı Terapi (BDT): Travmatik düşüncelerin yeniden yapılandırılması ve kaçınma davranışlarının azaltılması amaçlanır.
- EMDR (Göz Hareketleriyle Duyarsızlaştırma ve Yeniden İşleme): Travmatik anının duyusal ve bilişsel bileşenleri işlenerek rahatsızlık azaltılır.
- Narratif Terapi: Bireyin yaşadığı travmayı anlatma ve anlamlandırma sürecini destekler.
- Maruz Bırakma Terapileri: Travmaya ilişkin uyaranlara güvenli koşullarda kontrollü şekilde maruz kalma yöntemiyle kaçınma davranışlarının azalması hedeflenir.
2. İlaç Tedavisi (Farmakoterapi)
Farmakoterapi, özellikle yoğun anksiyete, depresyon ve uykusuzluk yaşayan bireylerde yararlı olabilir.
- SSRI’lar: Sertralin ve paroksetin, TSSB için FDA onaylı ilaçlardır.
- SNRI’lar: Venlafaksin, duygudurum ve uyarılma semptomlarında etkili olabilir.
- Ağır olgularda: Atipik antipsikotikler (örn. risperidon) veya prazosin (kabuslar için) eklenebilir.
İlaç seçimi bireyin semptom profiline göre yapılmalı ve düzenli takiplerle yan etkiler izlenmelidir.
3. Aile ve Sosyal Destek
Aile bireylerinin sürece dahil edilmesi:
- Stigmayı azaltır
- Anlayışı artırır
- Bireyin iyileşme sürecine aktif katılımını kolaylaştırır
Sosyal hizmet desteği, barınma ve güvenlik sorunları yaşayan bireylerde temel bir ihtiyaç olabilir.
Günlük Hayata Etkileri
Travma Sonrası Stres Bozukluğu, bireyin iş, okul ve sosyal yaşamında ciddi zorluklara yol açabilir. Konsantrasyon güçlüğü, sinirlilik, sosyal izolasyon ve uyku sorunları nedeniyle birey günlük görevlerini yerine getirmekte zorlanabilir.
- İşlevsellik Kaybı: TSSB’li bireyler sıklıkla işten ayrılma, akademik başarısızlık ve sosyal ilişkilerde bozulma yaşarlar.
- Fiziksel Sağlık Sorunları: Kronik ağrı, hipertansiyon, gastrointestinal sorunlar sık görülür.
- İntihar Riski: TSSB’li bireylerde intihar düşünceleri ve girişimleri daha yaygındır. Özellikle eşlik eden depresyon varlığında risk artar.
Uzun vadede Travma Sonrası Stres Bozukluğu, yaşam kalitesini ciddi şekilde azaltabilir ve komorbid durumların gelişmesine neden olabilir. Bu nedenle erken müdahale ve uzun vadeli takip önemlidir.
