Majör Depresif Bozukluk

Majör Depresif Bozukluk

Majör Depresif Bozukluk (MDB), bireyin duygu durumunda belirgin ve süreğen bir çökkünlükle seyreden, düşünce, davranış ve beden işlevlerinde çeşitli değişikliklere neden olabilen yaygın bir ruhsal bozukluktur. Duygusal tepki verme kapasitesinde azalma, ilgi kaybı, enerji eksikliği, iştah değişiklikleri, uyku bozuklukları ve suçluluk düşünceleri gibi semptomlarla kendini gösterebilir. Bozukluk, yalnızca bireyin ruh halini değil, aynı zamanda sosyal ilişkilerini, akademik ve mesleki işlevselliğini de olumsuz etkileyebilir.

Majör Depresif Bozukluk Tedavisi: Majör Depresif Bozukluk Belirtileri ve DSM-5 Tanı Kriterleri Nelerdir? - - - ONLINE PSİKİYATRİ RANDEVU Bağdat Caddesi Psikiyatrist

Majör depresif bozukluk, herhangi bir yaşta başlayabilir; ancak sıklıkla ergenlik dönemi veya erken erişkinlikte ortaya çıkabilir. Klinik seyri tekrarlayıcı olabileceği gibi, bazı bireylerde kronik bir nitelik de kazanabilir. Dünya Sağlık Örgütü’ne göre MDB, küresel ölçekte engelliliğin en önde gelen nedenlerinden biri olabilir.

Majör Depresif Bozukluk DSM-5 Tanı Kriterleri

Majör depresif bozukluk tanısı, DSM-5’te (Ruhsal Bozuklukların Tanısal ve İstatistiksel El Kitabı - Beşinci Baskı) tanımlanan ölçütler temel alınarak konulabilir. Tanı için aşağıdaki belirtilerden en az beşinin, en az iki hafta süresince, neredeyse her gün ve gün boyunca devam etmesi gerekir:

  • Depresif duygudurum (üzüntü, boşluk, umutsuzluk hissi)
  • İlgi ya da zevk alma kapasitesinde belirgin azalma
  • Önemli kilo kaybı ya da artışı (diyet yapmadan) veya iştah değişiklikleri
  • Uykusuzluk ya da aşırı uyuma (hipersomnia)
  • Psikomotor ajitasyon ya da yavaşlama
  • Enerji kaybı ya da yorgunluk
  • Değersizlik hissi ya da aşırı suçluluk
  • Düşünme, odaklanma ya da karar verme güçlüğü
  • Ölüm düşünceleri, intihar planı ya da girişimi

Bu belirtiler, kişinin sosyal, mesleki ya da diğer işlevsellik alanlarında belirgin bir bozulmaya yol açmalı ve başka bir tıbbi durum ya da madde kullanımına bağlı olmamalıdır.

Majör Depresif Bozukluk Belirtileri Nelerdir?

MDB’nin belirtileri hem duygusal hem bilişsel hem de bedensel düzeyde ortaya çıkabilir. Birey, kendini sürekli üzgün, boşlukta ya da huzursuz hissedebilir. Daha önce zevk aldığı etkinliklerden uzaklaşabilir; sosyal ilişkilerde kopukluk yaşanabilir. İştah kaybı veya aşırı yeme, uykusuzluk veya aşırı uyku, yorgunluk, enerji eksikliği gibi fizyolojik belirtiler tabloya eşlik edebilir.

Bilişsel düzeyde dikkat dağınıklığı, unutkanlık, karar almakta zorlanma gibi sorunlar gelişebilir. Bazı bireylerde kendini suçlama, yetersizlik ya da değersizlik düşünceleri yoğunlaşabilir. Bu durum, intihar düşüncesine veya girişimlerine zemin hazırlayabilir. Her bireyde aynı belirtiler görülmeyebilir; bu nedenle tanı sürecinde semptomların bireysel dağılımı dikkate alınmalıdır.

Majör Depresif Bozukluğun Nedenleri Nelerdir?

Majör depresif bozukluğun gelişiminde biyolojik, genetik, psikolojik ve çevresel etmenlerin etkileşimi rol oynayabilir. Bu çok boyutlu yapı nedeniyle tek bir neden saptanamayabilir.

Genetik yatkınlık, hastalık riskini artıran önemli bir etkendir. Birinci derece akrabalarında depresyon öyküsü olan bireylerde MDB gelişme olasılığı artabilir. İkiz çalışmaları, genetik aktarımın %30–40 oranında etkili olabileceğini göstermiştir.

Nörobiyolojik faktörler, serotonerjik, noradrenerjik ve dopaminerjik sistemlerdeki dengesizlikleri kapsar. Özellikle serotonin düzeyindeki azalma, depresif semptomların temel biyokimyasal dayanaklarından biri olabilir. Hipotalamus-hipofiz-adrenal (HHA) ekseninin aşırı aktivasyonu da depresyonla ilişkilendirilen fizyolojik süreçlerden biridir.

Psikososyal stresörler, çocukluk çağı travmaları, ebeveyn kaybı, istismar öyküsü, işsizlik, boşanma gibi yaşamsal olaylar ve kronik stres depresyon gelişiminde etkili olabilir. Erken yaşta yaşanan olumsuzluklar, bireyin stresle başa çıkma becerilerini zayıflatabilir.

Bilişsel kuramlar, MDB'nin gelişiminde bireyin içsel konuşmaları, olumsuz şemaları ve gerçeklik değerlendirmesindeki çarpıtmaların rol oynayabileceğini öne sürer. Aaron T. Beck'in bilişsel üçlemesi (kendilik, dünya ve gelecek hakkında olumsuz düşünceler) bu yaklaşıma örnek gösterilebilir.

Majör Depresif Bozukluk Risk Faktörleri Nelerdir?

Majör depresif bozukluğun gelişimini kolaylaştırabilecek çeşitli risk faktörleri tanımlanmıştır. Bu risk faktörleri, koruyucu ruh sağlığı uygulamaları için yol gösterici olabilir.

  • Genetik yatkınlık
  • Kadın cinsiyet (kadınlarda depresyon görülme sıklığı daha yüksek olabilir)
  • Erken yaşta yaşanan kayıp ve travmalar
  • Kronik hastalıklar (örneğin diyabet, kanser, kardiyovasküler hastalıklar)
  • Madde kullanımı (özellikle alkol, stimülanlar)
  • Sosyal izolasyon, yalnızlık ve destek eksikliği
  • Düşük sosyoekonomik düzey ve işsizlik
  • Hormonal değişiklikler (örneğin postpartum dönem, menopoz)

Bu faktörlerin bir arada bulunması, bireyin depresyon geliştirme riskini artırabilir; ancak hiçbir faktör tek başına hastalığı kesin olarak belirlemez.

Majör Depresif Bozukluk Tanısı Nasıl Konulur?

Tanı süreci, ayrıntılı bir klinik görüşme ve semptomların öyküsünü içeren psikiyatrik değerlendirmeyi kapsar. DSM-5 tanı kriterleri temel alınarak bireyin mevcut ve geçmişteki semptomları sorgulanabilir.

Tanı koyarken fiziksel hastalıkların (örneğin tiroid disfonksiyonu, anemi), nörolojik durumların ve madde etkilerinin dışlanması gerekir. Bu amaçla bazı laboratuvar testleri ve gerekirse nörogörüntüleme yöntemleri kullanılabilir.

Depresyon ile karıştırılabilecek diğer durumlar arasında distimik bozukluk (süregiden depresyon bozukluk), bipolar depresyon ve mevsimsel duygudurum bozuklukları yer alabilir. Bu nedenle tanıda farklı klinik tabloların dikkatle ayırt edilmesi gerekir.

Majör Depresif Bozukluk Nasıl Tedavi Edilir?

Majör depresif bozukluk, uygun tedavi yaklaşımları ile büyük ölçüde kontrol altına alınabilir. Tedavi planı, semptomların şiddetine, süresine ve bireyin yaşam koşullarına göre kişiselleştirilebilir.

1. Farmakoterapi (İlaç Tedavisi)

Antidepresan ilaçlar, MDB tedavisinin temelini oluşturur. Seçici serotonin geri alım inhibitörleri (SSRI’lar), serotonin-norepinefrin geri alım inhibitörleri (SNRI’lar) ve trisiklik antidepresanlar (TCA’lar) sıklıkla kullanılır.

Tedavinin etkisi genellikle 2–4 hafta içinde gözlemlenebilir. Ancak tam klinik yanıtın alınması daha uzun sürebilir. Yan etkiler bireyden bireye değişebilir. İlacın tipi, dozu ve süresi düzenli psikiyatrik takip ile belirlenmelidir.

2. Psikoterapi

Bilişsel Davranışçı Terapi (BDT), MDB’de en çok araştırılmış ve etkili bulunmuş psikoterapi yöntemlerinden biridir. Olumsuz otomatik düşünceleri tanıma, yeniden yapılandırma ve işlevsel davranışları geliştirme üzerine çalışılabilir.

Diğer etkili yaklaşımlar arasında kişilerarası terapi (IPT), psikodinamik terapi ve problem çözme terapisi yer alabilir. Psikoterapi, özellikle hafif ve orta şiddetteki depresyonda tek başına da etkili olabilir.

3. Destekleyici Müdahaleler ve Yaşam Tarzı Düzenlemeleri

Düzenli fiziksel aktivite, sağlıklı beslenme, yeterli uyku düzeni ve sosyal destek depresif belirtileri hafifletebilir. Mindfulness temelli yaklaşımlar ve gevşeme egzersizleri stres düzeylerini azaltabilir.

Aile eğitimi ve destek grupları, bireyin yalnızlık duygusunu azaltabilir ve tedaviye uyumu kolaylaştırabilir. Ciddi depresyon durumlarında elektrokonvülsif tedavi (EKT) ya da transkraniyal manyetik stimülasyon (TMS) gibi biyolojik tedavi seçenekleri de gündeme gelebilir.

Majör Depresyon ve Depresyon Farkı

Depresyon, halk arasında genellikle üzüntü, isteksizlik veya moral bozukluğu anlamında kullanılan geniş bir kavramdır. Bu durum kısa süreli yaşanabilir ve gündelik yaşam olaylarıyla ilişkili olabilir. Majör Depresif Bozukluk ise psikiyatride tanımlanmış klinik bir tanıdır ve belirli tanı kriterlerine göre değerlendirilir. Majör Depresif Bozukluk’ta en az iki hafta süren yoğun çökkünlük hali, hayattan zevk alamama, işlevsellikte belirgin bozulma ve uyku, iştah, enerji gibi biyolojik işlevlerde değişiklikler gözlemlenir. Yani her depresyon duygusu Majör Depresif Bozukluk değildir; ancak Majör Depresif Bozukluk, depresyonun en ağır ve süreğen biçimlerinden biridir.

Günlük Yaşama Etkileri Nelerdir?

Majör depresif bozukluk, bireyin yaşamının birçok alanında işlev kaybına neden olabilir. Akademik başarıda düşüş, iş yerinde performans kaybı, aile içi ilişkilerde gerilim ve sosyal çekilme sık karşılaşılan sonuçlar arasında yer alabilir.

Enerji eksikliği ve motivasyon düşüklüğü, kişisel bakımın ihmal edilmesine yol açabilir. Depresyon, anksiyete bozuklukları, madde kullanımı bozuklukları ve fiziksel hastalıklarla birlikte görülebilir.

Ayrıca, majör depresif bozukluk intihar riski açısından dikkatle izlenmesi gereken bir durumdur. Araştırmalar, intihar eden bireylerin büyük bir kısmında depresif bozukluk öyküsünün bulunduğunu göstermektedir. Bu nedenle erken tanı ve etkili müdahale hayati öneme sahip olabilir.

Muayenehane görüşmesi veya online psikiyatrist randevusu için buraya tıklayın...

Comments for this post are closed.